0 com

83. Gazi Koşusu Şampiyonu: MİRAMİS


Süpriz favorim Nusrat sonuncu oldu. Yine son yarışındaki gibi tavşan at misali öne attı kendini. Neden böyle bir taktik uyguladılar yine anlam veremedim. Miramis yine geç çıktı, en büyük handikapı bu demiştim. Ama buna rağmen bu zorlu grupta galip geldi. İç kulvarda iyi yer sahiplendi, açıklığı yakaladı ve şampiyon tay olarak 83. Gazi Koşusu'nu kazandı. Ayağı düz bassın bundan sonra da. 83. Gazi Koşusu'na gelince; yarışseverlerin zevk almadığı bir yarış olduğundan şüphem yok. Jokeyi Gökhan Kocakaya ile kış sezonunda harikalar yaratan favori Miramis'in hak ederek kazandığını söylemek yanlış olmaz ama daha çekişmeli ve daha atraksiyonlu bir yarış olmalıydı. Malesef adına yakışır bir yarış izleyemedik.
1 com

Gazi Koşusu tahminlerim

Herkes elinden geldiğince birşeyler çizip karalıyor. Eee Atamızın koşusu olunca ilgi artıyor doğal olarak. Tahminlerin bir kaçını okudum. Herkesin belli başlı favorileri var. Bunların başında Monte Negro, Rokoko, Miramis ve Chi. Hepsinin bir avantajı var birbirine. Yorumlarda da farklı bakış açılarıyla herkes kendi favorisini seçmiş. Normaldir...

Ben orijinlerine pek bulaşmadan yorumladım. Elbette ki orijinsiz bir koşuyu yorumlamak yanıltıcı olacaktır. Herkes dibine kadar yorumlasın ben geniş açıyla alıyorum bu sefer.

Öncelikle koşuya katılan 3-5 at dışındaki her atın iyi bir stratejiyle kazanabileceği bir koşu bu. Formunu son koşusundan koruyanların daha bir önde olduğu bir gerçek. Son koşulara bir göz atalım. Kim neler yapmış?


Dikkatimi çeken 2 yaşlılığından beri çim koşan at Perhan. Jokeyi Fuat Çakar. Büyük avantaj olacak Perhan için! İkililiğinde 4 koşudan sonuncusunu kazanıp, yarış kazanmayı öğrendiğinden beri uzun mesafe olan 1900-2100 m'de rakiplerine kafa tuttu. Son yarışında Transacoustic'e geçilirken bile Gazi'ye hazır olduğunu gösterdi. Bu arada Transacoustic için de şunu söyleyebilirim; tek uzun mesafe koşusunda birinci geldi. Ölçü olmadığını düşünüyorum ve daha Gazi için yeterli görmüyorum bu atı. Perhan'ın sprintini doğru zamanda atması ve boşluğu yakalaması ile galip gelebileceğini düşünüyorum. Nash Bishop'un kardeşi olması da avantajıdır.



Diğer unutulan favorilerimden Nusrat. Yorumlarda yer verilmiyor genelde ama süprizden öte kazanma şansının yüksek olduğunu düşünüyorum. Nusrat'ı yarış hayatının başından beri takip ediyorum. Kum pistte harikalar yaratan bir taydı. Üç yaşlılığında haifif formdan düştü. Gazi için iki uzun mesafe çim koştu. Tabeladan çok uzaklarda kaldı. Yarışı hep önde sürükledi ki Nusrat'ın sprintleriyle kazanmasyı bilen bir at olmasıyla bu tavşan at misali önde kaçmasına anlam veremedim. Eğer ki iyi bir taktik uygulanırsa, Nusrat'ın yarın kazanması işten bile değil. Antrenörü Ekrem Dizdar'a da ayrı bir hayranlığım vardır. Eminim bu yarışa farklı hazırladı Nusrat'ı. Kuponuma eklerim Nusrat'ı.

Şimdi olaya başka açıdan yaklaşalım. Atlardan ziyade jokeylere bir göz atalım. Dünya çapında iki jokey katılıyor yarışlara. Karataş ve Dettori. Tabi Selim Kaya'yı, Boyraz'ı, Sözen'i ve diğerlerini de es geçemek istemiyorum. Ama bu isimler farklıdır her zaman.



Karataş favorilerden Monte Negro'yla koşuyor. Grup koşularında hep geçildi. Son koşusu Sait Akson'da sprinitini güçlü koyamadı. Miramis'te güçlü bir spirint koyamamsına rağmen, zamanlama hatası yaptı Monte Negro. Karataş ile bu sprinrini oratay koyacaktır, önemli olan pozisyonu yakalaması. Bu arada söylemeden geçmemek lazım, Karataş ile koştuğu 3 yarışı da kazandı Monte Negro.



Dettori ise dişi at Chi ile koşacak. Atın dişi olması bir kere kafadan insanı soğutuyor. Şimdiye kadar dişi atlar hep geçilmiş Gazi'de. Zorlamışlar ama olmamış. Jokeyi kaliteli lafımız yok. Karataş'a önceden geçilmesi ölçü olamaz elbette. Her zaman beğendiğim My Sea ile babadan kardeş. Bir şeyler beklenebilir Chi'den. Ama ben özellikle uzun mesafede çok olumlu bakmıyorum Chi'ye. Tabela mı? Olur, ama yarışı kazanamaz. Kuponlara koyulmasında ise bir sakınca görmüyorum. Strateji kazanamayacak atı bile kazandırabilir. Her şeyin de bir ilki vardır derler ya hayırlısı:)



Şimdi benim favorilerimden Nusrat'ın yanında Rokoko'ya gelelim. Little Tulip ekürisi ile koşacak olması avantaj. Son yarışında Dettori'nin Chi'sini geçti. Diyeceksiniz bu da dişi ama favorin. Eee dedik o kadar her şeyin bir ilki vardır diye. Bu ilki gerçekleştirmeye en yakın olarak Rokoko'yu görüyorum. Jokeyi Selim Kaya. Kaya'nın da bir ilke ihtiyacı var. Çok geç olmadan artık son verebilir bu hasretine, artık bir Gazi kazanmalı! Sarı Lira ile babadan kardeş sanırım Rokoko. Ciddi bir rakip olacak yarışta.



Miramis. İşte kafamı kurcalayan asıl at. Formunu belirtmiyor, çok dengesiz. Bir tabela dışı bir süper birincilik derken, Sait Akson'da Monte Negro'yu affetmedi. Aslında bu yarışta da yeterli görmedim. Ama Monte Negro'yu geçmesi ile şampiyonluğu istediğini belli etti. Aslında Miramis için en büyük handikap start anı. Neredeyse hep gecikmeli başlıyor yaışa. Bagsta bu kadar oyalanmasa daha rahat yarış sonunu getirecektir. Ona rağmen gerçekten muhteşem sprintine karşılık verecek at göremiyorum şu grupta. Son yarışındaki sprintini her ne kadar güçsüz görsem de. Asıl sprinti doğru zamanlama ile atarsa Miramis götürür bu yarışı. İlk yarışı dışında hep Gökhan Kocakaya ile koştu, bu yarışta da öyle koşacak. Kocakaya'nın Miramis'i getireceğine gerçekten inanıyorum.

Pazar gününün diğer koşularına da göz atmak gerek. 4 ve Yukarı İngilizler G1 koşusu güzel geçeceğe benziyor. Sabırlı, Nash Bishop, Kurtiniadis arasında geçmesini bekliyorum. Sabırlı'nın tecrübesini konuşturarak bu yarışla, yarışseverleri bir kez daha fethetmesi ne güzel olurdu. Diğer bir koşu Fashion TV Bayan Binici Kupası Koşusu. Klasikleşti artık. Altılı dışında ama izlemesi zevkli olacaktır. Yine altılı dışında 4 ve Yukarı İngiliz atlarının koştuğu Arjantin Jokey Kulübü Koşusu'nda Pan River, Inspector ve Out Of Control'ün ağırlığını koyacağını söyleyebilirim. Zübeyde Hanım Koşusu'nda dişi 4 ve Yukarı İngilizler yarışacak. Ateşin Kızı her zaman beğendiğim bir kısrak olmuştur. Favorim bu koşu da Ateşin Kızı'dır. Anafartalar G1 Koşusu'nda henüz geçilmemiş Invincible Son ve Enternasyonel Alir Rıza Bey Koşusu'nda Turbo'yu tek yazmak çok mantıklı. Kuponları rahatlatır.

0 com

83. Gazi Koşusu

Bu pazar günü tarihi bir gün daha olacak. 83. Gazi Koşusu Veliefendi'de koşulacak. Saat 20.45'te, SkyTürk'te naklen yayınlayacakmış. Veliefendi'de olmak için hazırlıyorum kendimi. Sadece bu koşu değil aslında beni cezbeden. Bütün gün kupa koşusu ve efsanler geçidi gibi. Uzun süredir beklediğim SABIRLI, KURTINIADIS, TURBO, ATEŞİNKIZI, INSPECTOR ve daha sayamadığım bir sürü at, hepsi koşacaklar. Gerçekten efsanevi bir gün bu pazar günü. İple çekiyorum...

2 com

Asimetrik psikolojik savaş


Genel Kurmay Başkanımız İlker Başbuğ net konuştu. TSK'dan eliniz çekin!

"Medya üzerinden asimetrik psikolojik harekat yapılıyor. TSK medya üzerinden asimetrik şekilde cevap vermeyecektir!"

"Genelkurmay Askeri Savcılığı bu belgenin bir kağıt parçası olduğunu kanıtlamıştır. Bu karar tartışılamaz!" (Bkz: http://www.bilgi-rehberi.com/kanunlar/kanun1353bes.html 9. madde)

"Bir kağıt parçası olduğu ortaya çıkan bu belgenin kimler tarafından hazırlandığını yargı organları belirleyecektir. Beklentimiz bu yönde."

"Dünyada bir çok ülkede hala Askeri Mahkemeler mevcuttur."

"TSK demokrasi ve hukuk ilkelerine bağlıdır. Tersini düşünen birini içinde barındırmaz!"
0 com

Tuncer Şengöz'den Borsa Analiz #24 Haziran 2009

"Endeksin haftalardır kuvvetli duruşu, teknik hedeflerin hala çok yukarılarda olmasından kaynaklanıyordu. Grafikte de görüldüğü üzere, U-100 can havliyle teknik hedeflerine gitmeye çalışıyor. İşlem hacmindeki artış da bu olasılığı destekliyor. Tek sorun, dünya borsalarında esen kısa vadeli satış rüzgarları ve yükselişi hiç bir temel verinin desteklememesi. Ancak biliyoruz ki, piyasa hareketi temel verilerin bir sonucu değildir. Finans dünyası kendi hayal aleminde yaşar ve hayal sürdürülemez olana kadar fractal yapının müsade ettiği en geniş sınırları kullanmaya çalışır."

Devami borsanalizblog'da... Kısa ve öz bir yorum, tavsiye ederim.
0 com

Günün Sözü

Günün sözleri Warren Buffett'ten geliyor. Dünya ekonomisi için söylediği sözlere bir bakın. Harikasın dostum!

"9 kadını aynı anda hamile bırakırsanız, 1 ayda bebeğiniz olmaz."

"Gözümden katarakt amaliyatı oldum, ama hala yeşil filizleri göremiyorum."

0 com

Kate Voegele : 99 Times

Kate Voegele : Now Playing : 99 Times

Shared via AddThis

0 com

Haftalık takip listem


Bu hafta takip listeme otomotiv, beyaz eşya, gıda ve her zamanki gibi gayrimenkul yatırım ortaklıklarını aldım. Bunların dışında IMF beklentisiyle, piyasalardaki boşluğu görüp banka hisselerini yukarılara taşıyan güçlü elde, hala büyük bir gücün olduğunu tahmin ediyorum. 36bin sınırına yaklaştırdığı gibi yine bankacılık sektörü hisselerini coşturarak 36bini geçirebilir. IMF beklentisinin gerçekleşmesi sonucu zaten bunu öngörüyorum. Kısa vadede 36bini geçmemiz gerekir. Tek önemli nokta IMF anlaşmasıdır.

Gayrimenkul yatırım ortaklıklarından SNGYO'ya kesinlikle uzun vade için girilmeli diye düşünüyorum. Detaylı analiz ile de kısa vadede iş yapmak olasıdır tabi ki (Down Both Flanks'te Togi'nin analizine bir göz atın derim.). Ama uzunda en güvendiğim hissedir. Bunun dışında, kademelerdeki çok sevdiğim boşlukları ile NUGYO'nun geçen haftanın son günündeki tırmanışı harikaydı. Aşağıdaki boşlukları iyi doldurdular, yukarıdakileri de kendi haline bıraktılar cuma günü. 2.45 direncini iki kere kırdı ve 2.49'dan kapattı günü. 2.50'nin gölgesinde kalacağına inanmıyorum. Olumlu havayla 2.54'ü ilk seans görebilir. Bundan sonrasına ise sabır diyelim. Yaz sezonunda kaç kişi sabrederse artık.

TOASO'nun son çıkışı 2.76 direncini kırma yönünde tehditkardı. İtalya'dan aldığı siparişlerin, ÖTV indirimi beklentisinin gölgesinde kalması sonucu büyük düşüş yaşadı bu hafta. 2.66'nın üzerinde kaldığı her an alışımı gerçekleştirdim. Şimdi 2.8'den 3'e kadar güzel bir ralli görmek istiyorum. Diğer yandan FROTO bir türlü 6.25'in üstüne atamadı kendini. Son gün 6.30'dan mal yıkımı yapıp tekrar 6.15lere çektiler. 6.25'in geçilmesi ile 6.45'i zorlayacağını ve bu hafta artık 6.85'e kadar güzel bir yükseliş içinde olacağını düşünüyorum.

Beyaz eşyada SILVR geçen hafta gözümden kaçan hisse oldu. VESBE'den bekleidğim yükseliş tam gerçekleşmese de, 2.15'e kadarmış n'apalım. VESTL ise öyle güzel haberlere rağmen 1.60 direncini aşamadı. 1.65'te de bir direnç ve sonrası harika olacak. İzlemeye devam. Bence bu haftaki beyaz eşya primi VESTL'den gelebilir. BSHEV'i konuşmayı düşünmüyorum. Yeterince spekülasyon var.

Hepsinden ziyade takaslardan gözüme çarpan; AK Enerji (AKENR), Doğan Holding (DOHOL) ve Kardemir DÇ-D (KRDMD) izlemeye aldığım tahtalar. İlk aşama izleme. Girilirse yabancıya dikkat. Gün içi takas analizine, detaylı fiyat analizine bakmadan tavsiye etmem.

*Yazım tavsiye niteliğinde gibi gözükse de, tamamen kişisel tercihlerimi anlatmakta ve kimseye zorlama güdümü içermemektedir.
1 com

Bugünün önem(sizliğ)i

Bugün babalar günü. Bir erkek olarak farklı hissetmeli insan kendini. Böyle olmalı, doğrusu budur. Baba olacağını düşünerek hissetmeli sanki. Ne hikmestse bunu düşünmesi bile korkutabiliyor beni. Bugünü sevdiğim büyüklerimle geçireceğim ama hiç bir zaman bir babanın varlığını hissettiğim gibi hissedemeyeceğim. Kime karşı bu hissi duyabilirsin ki babandan başka...

Neyse; bugünün böyle güzelliklerle geçmesi varken, içimdeki küçük bir hisse bile yenik düşebilecek bir insan olan benim, saçma sapan bir duygu karmaşası içinde canımı sıkıp durmamdan güzel ne olabilir ki? Ben seviyorum bu karmaşayı içimde yaşamayı. Melanolikliğimi böylesine küçük bir histe bile yaşamayı seviyorum. Belki de sevmiyorum ama sevmek zorundayım. Alıştım da diyemem ama durum bu. Ay ışığını yutar gibi kendine çeken bir su birikintisi, ellerine kelepçe geçirilmiş bir tutuklu gibiyim. Tutukluyum da işin aslı. İçimdeki tüm hisleri kendime saklıyorum. Kimsenin bilmesine gerek yok sanki, sonsuza kadar oradalar. İsteği olana kadar orada. Ne yaparsam yapayım.

Benim için bugünün güzelliği bu olacak sanırım. Yazımı yazarken hislerimin arkadaşı da elimde, sabahın olmayacağı hissi uyandırıyor bende. Yazmamı sağladı ya, gerisi mühim değil. Sabah ta olmasın, ben de uyumayayım. Ne olur uyusam, uyandığımda bu his yakamı bırakmayacaksa. Beni saplantılı biri gibi hissettirecekse. Ne fark eder?

Bu arada blogumdaki ilk kişisel yazımı da yazmış oldum. Gerçi ne fark eder, benden başkası okumayacaksa. Sabah kendime bir yorum bırakırım artık.
0 com

Volkan Konak - Yarim Yarim

Volkan Konak'tan çok çok güzel bir yorum daha. Dinledikçe dinleyesim geliyor. Paylaşayım istedim.

0 com

Şampiyonların serisi

Seneye Jacques Villeneuve'nin döneceği sinyallerini de son iki yarıştır alıyoruz. Özledik şampiyonu. Onun yarışması, sadece yarışması bile büyük bir zevk. O orada bulunsun yeter. Aslında ne biliyor musunuz? F1'den kopsa bu takımlar, F1 de eski şampiyonlarla yeni bir seri kursa, hangisi tutar sizce? Düşünsenize, Mika Hakkinen, Jacques Villeneuve, Michael Schumacher, Damon Hill, David Coulthard ve aklıma gelmeyen efsaneler... Düşünmesi bile heyecan veriyor.


Motor sporlarında en büyük şart popüler olanın her zaman içeride bulunmasıdır. Futbolda öyle büyük şartlar yoktur. Çünkü yeni büyükler her an hazırdır. Schumacher gittikten sonra kimlere büyük dediler? Alonso, Hamilton, Montoya, Raikkonen hatta Button, Massa. Şimdi düşününce hangisi gerçekten büyük? Schumacher'in gitmesi büyük darbe oldu F1'e bu açıdan. Schumacher bugün dönse, eski seyirci çoğunluğu yine tribünleri dolduracak, TV gelirleri, sponsor gelirleri şu ekonomik krize rağmen her takım için artacaktır.


Şimdi benim hayal ettiğim şampiyonların serisini bir düşünün. Gerçekten hayal, hatta hayaller ötesi... Gerçekleşmesi olası, ama zor olan bir organizasyon. Artık sormuyorum hangisi tutar diye. Her şey ortada değil mi?

0 com

İngiltere GP - F1 Sıralama Turları


Vettel yine efsaneydi. Şu arabayı yarış sonunda da 1.liğe taşısa süper olacak. Silverstone'un son yarışı söylentileri, F1'in mazi olacak söylentileriyle karışan bir hafta sonunda gayet güzel bir sıralama turlarıydı. Button kendinden emin gözüküyordu en başta, en sonda ise bir hayal kırıklığı okudum yüzünde. Brawn Mercedes'in tarihi başlangıcının devam etmesine bir engel henüz bulunamadı. Massa 11. cepte, Hamilton 19'da. Beklenen gelmiyor.
0 com

İngiltere ile 4 maç

Filede bu hafta sonu 4 maç birden oynayacağız ingiltere ile. Bayanlarda rakibimiz bile değiller, erkeklerde de öyle. 4 maçı da kazanıp 4'te 4 yapabilir. Maçlar Amasya'da. İstanbul'da olsun diye bekleyip dururken... Umarım bayanların Romanya maçları İstanbul'da olur. D Spor her zamanki gibi yayınlıyor maçları. Maç programı şöyle:

20 Haziran
16.30 Türkiye-İngiltere (Erkek)
19.00 Türkiye-İngiltere (Bayan)

21 Haziran
15.30 Türkiye-İngiltere (Erkek)
18.00 Türkiye-İngiltere (Bayan)
0 com

Geçen günler içinde...

İnsan bazen sıkılıyor. Hiç bir şey yazası gelmiyor. Yazı yazmadığım bu hafta tamamen öyle geçti neredeyse. Hiç yazasım yoktu, o kadar yazacak, çizecek, kızacak ve sevinecek şeyler varken...

Mesela geride bıraktığımız gün. Şanlı Eskişehirspor'un kuruluş günüydü. 19 Haziran 1965'te kuruldu, 10 larca sene 1. Lig'de Anadolu Efsanesi olarak anıldı. Şimdilik sadece kutlayalım. Kalplerde yeterince yaşanmıştır bu sevinç.

Voleybolda transferler hızlandı. FB Acıbadem bitirdi sanmıştık transferi. 4 numara boşluğunu doldurdular. Ben çok iyi bilmem Alice Blom'u. İzlemişimdir bir şekilde ama tanımam. Acaba bu bölgeye neden Türk oyuncu düşünmedi FB Acıbadem buna anlam veremedim. Piyasa elinde zaten, istediğini alıp satıyorsun. Ne oyuncular var ki ismini söylemeye gerek görmüyorum, sana koşa koşa gelecek. Enteresan seçim. Belki de doğrudur. Seneye görürüz.

Eczacıbaşı Zentiva'da derinden ama akıllı ilerliyor. Seray'ı tutarak geleceklerini biraz olsun rahatlattılar. Naz'dan sonra büyük darbe yemişti Eczacı. Şimdi orta alana Maria Borodakova-Borisenko'yu almaları büyük artı takıma. Gamova transferine bir cevap gibi oldu bu. Gerçekten derinden ve akıllıca hareketler bunlar.



Pelin Çelik'in Telekom'a gitmesine çok sevindim. Çok iyi işler yapacak orada eminim. Telekom maçlarını iple çekiyorum...

Transferin sessiz takımı Vakıfbank Güneş Sigorta Debby Stam’ı aldı. İsmini duyduk, oyununu gördük, bir Grün vakası daha yaşanmasın isteriz Güneş için. Böylesine bir krizde parayı da bol bulmadı ya bu takımlar. Umarım tutar bu kız.


Vesna Eczcı'dan ayrılır mı bilemiyorum. Kalmasından yanayım. Bazı oyuncuların takım üzerindeki etkileri herkesden farklı olabiliyor. Vesna'nın bu takımda kalması kanımca çok kritik. Şimdi Eczacı'nın yaptığı transferlere bakarak Vesna'nın gitmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sene her zamankinden farklı bir politika izliyor Eczacı.


Merak edilen bir transfer hikayesi de NBA'deki canımız Hedo'nun. Magic'in lüks vergisini göze alma konusunda net olması herkes için en iyisi sanırım. Hedo kendine uygun takım bulabilir de, asıl Magic hücum sistemini üzerine kurduğu Hedo'nun yerine bir adam bulabilir mi? Temmuz ayında kim daha önemliymiş göreceğiz.

Şimdilik bu kadar.

*son fotoğraf voleytürk Kamil'in albümünden alınmıştır.
0 com

Günün anketi @ntvspor.net


NBA Stüdyo programı anketi anlık sonucu. Benim oyum ikisine de gitmez aslında ama madem seçenek şansı vermiyorlar Kobe diyip geçelim.

*anket ntvspor.net sitesinden alınmıştır.
0 com

13. Şampiyonluk

2-0'dan 4-2'ye getirmek her takımın harcı değildir. Efes Pilsen, Ümit Aktan'ın deyimiyle isteye isteye, çağıra çağıra getirdi şampiyonluğu. FB Ülkerliler ne kadar üzülseler yeridir. Saha atlayan çapuclculara söyleyecek bir şey yok ama FB'nin gerçek basketbol seyircisini tebrik etmek gerek. 13. Şampiyonluk bir de Türkiye Kupası Şampiyonluğuyla birlikte geldi. Tartışmasız Türkiye'de bu senenin takımı Efes Pilsen... Şampiyonluğu coşkuyla kutluyoruz...
0 com

Efes Pilsen - FB Ülker serisi bilet fiyatları


Aslında yorumsuz yayınlamak daha doğru belki. Ama aklıma Konyaspor'un Eskişehirspor'a çektiği bilet fiyatları geldi bir anda. Kendi taraftarına 50 kuruş olan bileti ESES taraftarına 50 TL'ye satmaya kalkmışlar, sornasında ESES taraftarı stadın yarısının biletini almıştı. Konyaspor yönetimi de ESES tarafının biletlerini 20TL'ye indirmişti. Aslında habersiz bir Truva yapılacaktı ki işte o zaman görürdüm ben Konyasporluları... Şimdi FB yönetimine ne demek lazım. İntikamdan mı? Çaresizlikten mi? Yoksa sadece korkudan mı? Ben kararımı verdim de siz bir düşünün...

Efes Pilsen tarafı: 110,00 TL
Fenerbahçe tarafı: 10,00 TL - öğr: 5,00 TL
Saha içi (fenerbahçe tarafı): 20,00 TL
0 com

Rasim Başak'ın cezası

Haber Ntvspor.net'ten... Ceza az bile!

"Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulu, Fenerbahçe Ülkerli oyuncu Rasim Başak'a 6 maç ceza verdi.

Kurul, bugün yaptığı toplantıda, 14 Haziran'da Efes Pilsen ile Fenerbahçe Ülker takımları arasında oynanan Beko Basketbol Ligi play-off final serisi maçında, hakem masasına tekme atmak, uygunsuz küfürlü sportmenliğe aykırı söz ve davranışlarda bulunmaktan, sarı-lacivertli oyuncuya 6 müsabakadan men cezasının yanı sıra 10 bin TL para cezası uyguladı.

Bu arada, maç sırasında taraftarlarının sahaya yabancı maddeler atması ve bu nedenle oyunun durdurularak 1 kez anons yapılması dolayısıyla 5 bin TL ve küfürlü tezahürat nedeniyle de 7.500 TL olmak üzere, Fenerbahçe Kulübü Basketbol Şubesi'ne toplam 12.500 TL para cezası verildi."
0 com

Bu adam sporcu mu?

Fotoğraftaki elemanı Efes Pilsen-FB Ülker serisinin son maçını izleyen herkes çok daha iyi tanımıştır. Tanımayanlara tavsiyem TV'de gördükleri an kanalı değiştirmeleridir.

Şimdiye kadar zaten nasıl bir insan olduğunu hepimiz biliyorduk da, şu son maçta yaptıkları artık sporculuktan uzak, insanlık dışı davranışlardı. Kenarda oturan bir oyuncu böylesine bir tepkiyi, nasıl oluyor da haklı nedenler görerek verebilir ki? Tepki bile demek fazla kaçar gerçi yaptıklarına.

Gidip oyunla alakası olmayan masa hakemlerinin, ki bayanlar da mevcut, masasına nasıl ayakla vurabiliyorsun? Hakemlerin üzerine yürüyüp, ağıza alınmayacak -gerçekten buraya yazmaya utanıyorum- küfüleri nasıl savunursun? Sen bir SPORCU isen eğer, hakeme karşı nasıl "sana kolum girsin" hareketi yapabilirsin?

Ben SPORCU'yum diyebiliyorsan yuh sana. Sana SPORCU diyenlere de iki kere yuh derim ben. Aslında en iyisini Kaan Kural söylemiş. Ne güzel yorumlamış vakti zamanında (11 Mart 2009). Şu maçtan sonraki yorumuna bakmadım. Daha söyleyecekleri vardır eminim...

"Rasim bir süredir saha içinde basketbolu başka noktalara çekmesiyle çok kötü bir şöhret sahibi. Bu şöhreti de fazlasıyla hak ediyor. Önceki hafta Beşiktaş Colaturka maçında tribünlerle çok nahoş diyaloglar yaşamıştı. Geçen hafta Efes Pilsen maçında ise iyice kontrolden çıktı. Oyundan atıldı ama atılana kadar yaptıkları korkunçtu. Maç içinde en az 4 kasıtlı olarak rakiplerine vurdu . Ancak bir pozisyon var ki hepsinden ayrılıyor. Kerem Gönlüm'ü arkadan çekerek hem kendisini, hem Kerem'i yere düşürdü. Hakem hücum faul çaldı. Kenardan F.Bahçe Ülker topu oyuna soktu ve oyuncularla hakemler diğer tarafa doğru hareketlendi. Herkesin dikkati topa yöneldiği sırada ayağa kalkmaya çalışan Kerem Gönlüm'ün tam beline tekme attı Rasim. Basketbolda sertlik olabilir. Bazı oyuncular zaman zaman kuralları kendi lehlerine esnetmeye çalışabilir. ‘Çirkeflik' de yapabilir. Ancak Rasim'in orada yaptığı ‘çirkeflik' değil düpedüz ‘vicdansızlık'. "

Bir de ATA'mızın sözünü hatırlatalım:
“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”

Şimdi değinmek istediğim başka bir konu da maçın sonunda yaşananlar, hakemlerin verdiği karar. Arkadaşım senin koçun Tanjevic, oyuncuların standartların üstünde, kuralları bilmiyorsan kim ne yapsın? Kim ne yapabilir? Sen kuralı uygulayan hakeme nasıl suç bulabilirsin? Açıklamalar da komik; kaybedilen 3 maçta da hakemlerin etkisi varmış. Evet var, çok iyi yönettikleri için Efes Pilsen kazanıyor. Kimse kusura bakmasın ama senin oyuncun cahilse, koçun adam değilse, taraftarın futbol seyircisiyse -utanmasa sahaya kaya atacak-, hala salonda gol gol gol diye bağırıyosa, yenilince böyle sızlanıyorsan, sen daha takım olamamışsın demektir. Bundan sonra bu seriyi kazansan bile, basketbola gölge düşüren bir ekipsin...

Düzenleme: Kaan Kural'ın yeni yazısından kısa ara notları eklemek istedim. Yazının hepsini ntvspor.net'te bulabilirsiniz.

"Kural açık aslında. Top oyuna sokulmadan yapılan savunma faullerinin cezası iki serbest atış ve topa yeniden sahip olmayı getiriyor. Ancak maç sonlarında taktik faul yapan takımların rakibin en kötü faul atan oyuncusuna süre başlamadan faul yapmasını önlemek amacıyla konulan bu karar amacının çok dışında işliyor. Kuralın ruhu, taktik faulü belli oyunculara yapmayı önlemek. Ancak top oyuna girmeden yapılan faullerde bir ayrım yapamıyor kural. Bu nedenledir ki kural koyucu değil ama uygulayıcı olan hakemler bu cezayı vermemek adına topun oyuna sokulmasını bekleyip düdükleri çalıyor, iki atışın yanına top hakimiyetinin de eklenmesini önlemeye çalışıyorlar."

"Ancak sonrası biraz daha karışık. Aslında her şey kural bilmemekten kaynaklanıyor. Faul olup olmadığını tartışabilirsiniz. Ancak eğer pozisyonu gözünüzün önüne getirirseniz, Fatih Söylemezoğlu ilk düdüğü çaldığında fazla tepki yok. Zaten faul olduğunu da biliyorlar. Ancak ne zaman ki Söylemezoğlu masaya gidip ‘iki atış artı kenar’ işareti yapıyor, bir anda önce şaşkınlık sonra ise büyük bir öfke hakim oluyor F.Bahçe Ülker cephesine. Hakemin Ömer’in hareketine sportmenlikdışı faul çaldığını, cezanın kuraldan değil hareketten ileri geldiğini zannediyorlar. Faulün verilip verilmemesi ayrı bir tartışma konusu ama sonucu tamamen kurala bağlı bir uygulama."

"Sonra gelen tepkileri ateşleyen işte bu bilgi eksikliği. Hoş aynı F.Bahçe Ülker Avrupa Ligi ilk turunun son maçında yine kural bilmediği için Lottomatica Roma’ya karşı 9 sayı galip gelmesi gerekirken 14 sayıyla kazanması gerektiğini zannederek sahaya çıkmıştı hatırlarsanız."

"Sonrası ise tamamen çirkin bir tablo. Başrollerde ise Mirsad ve Rasim Başak var. Ağıza alınmayacak galiz küfürler. Tribünleri takım arkadaşlarını hatta kendi yöneticilerini bile galeyana getiren dev bir öfke. Rasim Başak’ın genç bayan masa hakemlerinin üzerine yürüyüp masayı tekmeleyip ortalığı dağıtmasının ise kabul edilebilir hiçbir tarafı yok."
0 com

Potanın Perileri #4




Olmadı kızlar... İkincilik fırsatını teptik. Son çeyreğe kadar gayet iyiydik. Eksik olmamız bu maçta çok etkiledi bizi. Umarım son maçı kazanır ve en iyi yerde bititiriz turnuvayı.
0 com

Turbo seriyi bozdu (21/22), Kafkaslı geri döndü!


Hep söyleyip durdum. Uzun mesafesini bekliyorum Turbo'nun diye. 1900m koştu, herkes uzun mesafe işte, rahat kazandı dedi. Kısmen uzun mesafe olan 1900m'nin ölçü olmayacağını önceki yazılarımda da söylmiştim. İşte dün koşulan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koşusu'nda ilk kez 2000m üstünde koşacaktı Turbo. 2400m'de tek rakibi Kafkaslı'ydı tabiki. Yıllardır kaç kez 2400m koştuğunu bilemiyorum artık Kafkaslı'nın, bakmak lazım. Ama bu kupayı dün 3. kez kazandı Kafkaslı, Turbo'dan sonunda rövanşı burunla da olsa aldı. Turbo'nun geçilmez olduğunu savunanlar, ilk 2400m mesafe koşusunda geçilmesiyle bir şoka uğramışlardır eminim. Ama bu ilk uzun mesafe koşusu olduğundan, Turbo için bir ölçü olmadığını da söylemeden geçemeyeceğim. Uzun mesafe koştukça açılacaktır Turbo. Yarışı son 50m'de verdi zaten. Kafkaslı uzun aradan sonra, izlediğimiz eski Kafkaslı gibi geldi geçti Turbo'yu. Yarış baştan sona zaten harikaydı, seyir zevkine diyecek bişey yok. Yalnız Turbo'ya bu mesafede güvenip tek geçen yarışseverlere -ki yine 1.05'lik bir ganyanla koştu Turbo- yazık olmuştur. Bundan sonraki ilk 2400m'sinde daha rahat bir yarış çıkaracağını düşünüyorum Turbo'nun. Seri bozuldu belki ama Turbo hala aynı Turbo. Daha ne yarışları farkla kazanacaktır. İzlemeye devam edeceğiz.


Yarışı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Yarışı izleyin...

*Tüm fotoğraflar tjk.org.tr adresinden alınmıştır.
0 com

Günün anketi @ntvspor.net


Son periyot programı anketi anlık sonucu. Efes Pilsen şampiyon olur diyenler çoğunlukta. 4-3 biter diyenler 4-2'ye göre çoğunlukta.

*anket ntvspor.net adresinden alınmıştır.
0 com

Fransa'ya 4'te 4


Avrupa bayanlar Ligi'nde Fransa'ya 4 maçta sadece 2 set vererek 4'te 4 yaptık. Şimdi sırada Türkiye'de oynayacağımız 4 maç var. Önümüzdeki hafta sonu iki maçımız İngiltere ile daha sonraki hafta sonu Romanya ile oynayacağız. İngiltere'yi zaten saymıyorum da Romanya'dan bir maç almamız birinciliğimizi garantileyecek.

0 com

Potanın Perileri #3




İtalya'da rakip olamadı kızlarımıza... Sırada yarın oynayacağımız Fransa maçı var. Haydi kızlar...
2 com

Seray Altay Eczacı'ya döndü

Seray Altay, altyapısından yetiştiği Eczacıbaşı Zentiva'yla sözleşmesini uzatarak takıma geri döndü. Eczacıbaşı için büyük kazanç olacak. Bu sefer harcamayacaklarını umuyorum. Neriman'ı bile kadroda yeteri kadar kullanmadı Cuccarini geçen sene. Seray'ın artık ileri seviyede bir tecrübesi var ve pasör çaprazı olarak da vuruş gücü çok yüksek. Şu anki kadroda rahatlıkla oynaması lazım.

*Eczacıbaşı altyapısından yetişen ve 14 yaşında A Takım’a yükselen Seray Altay, beş sezon üst üste A Takım kadrosunda yer aldı. Eczacıbaşı A Takımı’yla üç Türkiye Şampiyonluğu, bir Türkiye Kupası ve bir kez de Avrupa Top Teams Kupası üçüncülüğü elde eden Altay, 2007-2008 sezonunda Yeşilyurt Spor Kulübü’nde, 2008-2009 sezonunda ise Galatasaray Spor Kulübü’nde kiralık olarak oynadı. Özellikle Galatasaray’ın play-off etabında son dört takım arasında yer almasında önemli rol oynayan ve A Milli Takım kadrosunda da yer alan Seray Altay, 1.82 m boyunda ve 1987 Ankara doğumlu.

2009-2010 sezonundan itibaren Eczacıbaşı-Zentiva A Takımı’nda yerini tekrar alacak olan Seray Altay, altyapısından yetiştiği ve beş sezon A Takımı’nda oynadığı Eczacıbaşı Spor Kulübü’ne dönmekten büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Son iki sezondur farklı kulüplerde ve ilk altıda oynadım. Bunun bana önemli deneyimler kazandırdığını düşünüyorum. Edindiğim tecrübeyle Kulübüm’e daha faydalı olacağıma ve bana duyulan güveni boşa çıkarmayacağıma inanıyorum” dedi.

*eczacibasisporkulubu.org.tr'den alınmıştır.
0 com

Günün anketi @money.com


money.com'dan alıntıdır.
0 com

Infomag Haziran


Geç oldu ama ancak okuyup, gözden geçirebildim bu sayıyı. Kısaca başlıkları geçeyim.

Infomag bu sayısı Godot'nun hala gelmediğine değinilerek başlıyor. IMF'nin artık gelmemesi daha mı makul? Yoksa hala ihtiyaç var mı? Dünya çapında belirlenen en etik firmalar listesi üzerine bir yazı Nesrin Akkaş'tan gelmiş. Çok ilgimi çekti. Araştırmayı düşünüyorum bu konuyu. Portre kısmında Bimeks'in yeni genel müdürü Arif Bayratar, Acıbadem Sağlık Grubu'nun Yeönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meri Bahar ve çok yakından tanıdığımız Kemal Derviş var. Derviş, artık Akbank için değerlendirmeler yapmak üzere çalışacak. Akbank'ın bu anlaşmadan kazancı büyük oalcaktır.

Detay kısmında, kriz tabiki ana konu. Dipte miyiz, yoksa kurtulduk mu? Çok güncel bir konu. Baymak, dondurulmuş gıda sektörü, kuru temizleme, otomotiv sektörünün beklediği teşvik haberleri, NBA pazarlama stratejisi, bilişim kısmında IBM ve Nestle ile ilgili yorumlar detay kısmında verilmiş.

Kapak konusu Statüko mu? Değişim mi? Kısaca kabinedeki değişim üzerine. Çok beğendim bu yazıyı. Yine beğendiğim başka bir yazı da Çalışma Hayatında Kaos. Kesinlikle tavsiye ederim okumanızı.
0 com

Ne bu şiddet!

Oyuncusunu küfreder gibi azarlayan bir koçun, maçı kaybedilmesine nasıl sebep olduğunu merak mı ediyorsunuz? Efes Pilsen - FB Ülker serisi 3. maçın son 5 dakikasını izleyin yeter. Solomon'u çocuk gibi azarladıktan sonra oyunda tutan Bogdan Tanjevic, adeta kendi sonunu hazırlıyor. Solomon bir anda isteksizleşiyor, bir anda oyun oynamayı bırakıp, sallanmaya başlıyor, top eline gelince saçmalıyor, kendine oynuyor, maç kaybediliyor. Bu maçın nasıl kaybedildiğinin kısa bir öyküsüydü. Artık anlayan anlar...

0 com

TBL Finali 4. maç

"Bu seri de harika olmaya aday gidiyor. Ev sahibi deplasman fark etmiyor." demiştim önceki yazımda. Evet, gerçekten son 3 yılki serilerden çok daha zevkli, çok daha heeycanlı ve çok daha çekişmeli geçiyor. Özellikle 2. maçtan sonra serinin koptuğunu iddia edenler, bunda çok yanıldıklarını artık görmüşlerdir. Efes Pilsen moralli, kendi evinde 2 maç var ve bunlardan en az birini kesin alacaktır. İkisi mi? Neden olmasın... Efes Pilsen şampiyonluğa daha yakın, FB Ülker'se artık yakın olmaktan uzaklaştı bu mağlubiyetle.

4. maçın özü, Efes Pilsen'in hızlı hücumlarında yatıyordu. Özellikle Smith, Shumpert ve Thornton hızlı hücumlarda ileriye hızlı çıkmaları, farkın bir anda açılmasını sağladı. Farkın hep koptuğu anlarda hızlı hücumlar vardı Efes Pilsen için. FB Ülker ise, ne yaptığını anlamadığım bir oyun sergiledi. Ergin Ataman'ın maçın ortalarında bu maçı alacağını kestirdiğine eminim. Böyle bir oyunla Efes'i yenemezsin ki! Solomon bir yere kadar, sen bu oyuncuları çocuk gibi azarlarsan bunlardan nasıl verim beklersin ki. Tüm sorumluluk Tanjevic'indir bence, ki 3. maçın kaybedilmesinin asıl sebebi de Solomon değil Tanjevic'tir. 5. maça bu adamların konsantrasyonunu nasıl sağlar bilemem artık. Tanjevic bağları kopardı gibi...
0 com

Potanın Perileri #2




Tahmin ettiğimiz gibi ikinci turdayız. Sırbistan rakip olamadı. Şimdi zorlu rakiplerle karşılaşacağız. Yarın İtalya maçı önemli. Program şöyle:
12.06.09 - Türkiye – İtalya: 15:15
14.06.09 – Türkiye – Fransa: 20.15
16.06.09 – Türkiye – Belarus: 17.45
Haydi Potanın Perileri!
3 com

SNGYO Teknik Analizi @11.06.2009

Down Both Flanks'ten Togi'nin yaptığı SNGYO (Sinpaş Gayrimenkul YO) teknik analizi. Togi'nin analizleri her zaman bana yön göstermiştir. Başarılı yorumlarını bundan sonra bloguma taşımaya karar verdim. İlk analizi SNGYO için geliyor. Tabi bu yorumların kesinlikle bir tavsiye niteliği taşımadğını göz önünde bulundurmak şarttır.

"Son günlerdeki hareketlerine baktığımızda iyi toparlamış tahta. 3,64 görülmüş ve oradan dönmüş. Benim sayımlara göre 3,62 destek konumunda. Geçen günkü 3,64 ardından gelen çıkışı yükselme potansiyeli olarak görmek bana göre yanlış olur. Bence şu an 3,62 hedef konumda, bahsettiğimiz noktaya gevşeme olursa ve satışlar bu noktada hız kazanırsa kısa zamanda 3,50 seviyeleri gündeme gelir. Eğer 3,62 denenirse ve buradan bir tepki gelirse güzel bir yükseliş yaşayabiliriz. Bu arada 2 gün önce seans içinde görülen 3,64 ün ardından da yükselme trendine girmiş olabiliriz. Bence bu, %10 ihtimal.

Yukarı hareketlerde ilk direnç düşüş trendinin oluşturduğu 3,89 ki bugün 3,88'den dönmüş kağıt. Ardından 3,94 yataydaki direnç noktası olarak değerlendirilebilir.

Yukarıdaki kısa vadeli analiz bu hafta sonuna kadar geçerlidir.

Yatırım tavsiyesi değildir."

Diğer yandan ben de kısaca görüşlerimi sunmak istiyorum.

"Son günlerdeki haereketler sonucu yükselen kanalın dışına çıktı kağıt. Bunla birlikte ağırlıklı ortalamalara kabaca baktığımda alım bölgesine gelindiğini işaret ediyor. Tabi alımların İMKB'nin dirençleri test etmesi ve kırmasıyla daha da sıklaşacağını söylemek daha mantıklı olacaktır. 3.78'in tahtada bir direnç oluşturduğu ve bu direncin ancak İMKB'nin dirençleriyle yukarı yönlü kırılacağını düşünüyorum. Son günlerdeki ciddi satışların HSBC'den geldiği görülmekte. Vaktinde kağıdın yukarı gitmesinde büyük emeği olan HSBC'nin, olumlu öneri listesinde olmasına rağmen ciddi satışlar yapması, kağıtta farklı bir havanın olduğunu düşündürüyor insana. Bugünlerde gelen yukarı yönlü ani hareketlerin bir fırsat olarak değerlendirilmesi avantaj gibi gözükmekte."
0 com

Muhteşem finaller!

Önceki yazımda 3. maç için gözünüz kapalı Orlando'yu ekleyin kuponlara demiştim. İddaa'da inat etti 3,5 handikap verdi Lakers'a. Maç 4 sayı farkla bitti. Magic utandırmadı beni. Hedo yine harikaydı. Standart oyununu artık her maçta yansıtıyor. Howard daha az top kaybı yaptı ama hala bildiğimiz Howard değil. Rafer Alston'dı dünkü mucize. Beklenmedik performans geldi Alston'dan. Nelson'ın hala oynamaması gerektiğini savunuyorum. Her içeri penetresi sonucu top kaybı oldu neredeyse. Bir ara %77'ye vuran şut isabeti Magic'in tam bir sihirbazlık örneğiydi. Karşı tarafta %100 isabetle oynayan Kobe, ilk kez kaçırdıktan sonra, farklar 8 sayıya kadar çıktı. Maç sonu yine stresliydi ama belli ediyor seri artık kendini. Magic yavaş yavaş ağırlığını koyuyor. Lakers zorlanıyor. Seri Orlando'da sonlanmayacak bu kesin. 4. maçın Magic'in olmasını bekliyorum. Belki de daha rahat geçebilir. Tek engel Kobe sanırım, ama Gasol ve Odom'un iyi oyunları da etki ediyor sonuca tabi ki.

Bizim seride de Efes inat etti. Seriyi 2-1'e getirdi. Bu seri de harika olmaya aday gidiyor. Ev sahibi deplasman fark etmiyor. Başabaş gidecek bu kesin 4-1, 4-2 gibi bir skor beklemek yanlış olur kanımca. Efes'in kadro kalitesi ortada, FB Ülker'in Solomon kalitesi de ortada! Artık izleyip göreceğiz bundan sonrasını.
0 com

Toppmöller Trabzon'da

Haberi sıkı takip ettiğim PenneArabiata'da gördüm. Ali Okancı diyorsa doğrudur. İş artık resmiyete kalmış demektir. Toppmöller hayırlı olsun Trabzonspor'a. Anadolu takımlarından bu sene ciddi atak bekliyorum. İlkini Trabzonspor başlatmış olur inşallah böylece.

Bu arada bakışlarına deli oluyorum adamın. Çılgın bakışları var. Terim'in mimiklerinden sonra, Toppmoller'in de bakışlarını konuşur bundan sonra futbol magazini.
0 com

Magic'in dönüşü

Seri 2-0'a geldi. Magic evinde rahat maç kazanacağını gösterdi. 3. maç ne olur diye kimsenin düşündüğünü sanmıyorum. Magic bu maçı rahat kazanacaktır. İkinci maç sonrası bir yorum yapmak mantıklı olacak. İlk iki maçtan birini Magic alsaydı eğer serinin görünümü çok farklı oalcaktı. Aslında şu maçı izledikten sonra Magic aldı desem yalan olmaz. Son saniyede Gasol'un potaya müdahalesini hakemler es geçince, orlando maçtan oldu. Olsun önemli olan sahada varlığını koymaktı. İlk yarıda Lewis, ikinci yarıda Hidayet takımı sırtladırl. Reddick ısrarı, Alston ısrarı bir türlü anlaşılabilir değil. 2-0'dan dönüşler 3 kere gerçekleşmiş. Yani orlando'nun işi çok zor. Buna rağmen; üçüncü maç kesin Magic'in, bahis kuponlarına yazın derim!
0 com

Potanın Perileri




Son maçımız yarın 13.30'da Sırbistan ile. Muhtemelen kazanacağız. Bir üst turda görüşmek dileğiyle ... Potanın Perileri'ne bol şans...
0 com

Yeni Fed-Ex, Eski Fed-Ex

Vakti zamanında, 4 Şubat'ta sen ağlama demiştik Down Both Flanks'te. Ne kadar zaman geçmiş? 4 aydan fazla. Uzun süren ATP sıralamasında 1.liğini bıraktıktan sonra, gözyaşlarını tutamamıştı Eski Federer.

Bugün Federer yine sahnedeydi. Hem de yenisi. Eskisini en son gördüğümüzde ağlıyordu. Bugün yeni Federer'i en son gördüğümde o da ağlıyordu! Geçen sefer hüznün getirdiği gözyaşı bu sefer mutluluktan dökülüyordu. Yeni Federer, özlem duyduğumuz Federer'di bu işte. Şimdi istediğin kadar ağlayabilirsin Fed-Ex. Şimdi sana yakışıyor ağlamak işte. Roland Garros'un yeni şampiyonusun, ağlamak da gülmek de hakkın... Hak ederek, sonuna kadar çabalayarak aldın bu şampiyonluğu. Özlemiştim bu tabloyu ben de.

Şimdi her yerde yazıyor. Koleksiyoncu da olmuşsun. Zevklidir koleksiyoncluk, yılmadan devam et. Merak edenlere gösterirsin sonra.:)
Add to Technorati Favorites