0 com

Farklı olmak

sadece bir fotoğraf değildi onun için. sanki hisettiğini, hayata duyduğu öfkeyi yok etmesini sağlayacak bir gülümsemeydi bu. sıkıcı bir insan olmasına rağmen, kabul edilebilir bir tarafı da yok değildi ama bugüne kadar kabülünü sağladıklarıydı asıl onu sıkan. yine denemek istemiyordu, aynı şeylerin yaşanmasından korktuğu için değildi, sadece bildiği içindi. denemiyordu bu sefer, farkındaydı farklılığının. söylemek istemişti bunları sonradan. söylemesi aslında kabul etmeyeceğini bildiğindendi. bunu biliyordu çünkü; evet farklıydı o! farklı olmasa nasıl da kabullenirdi farklılığını! zamanla daha güzelleri yaşayacağını düşünürken, en güzel anların zaten zamanla ölçülemeyeceğini, onla olduğunda zamanın bir şart olamayacağını fark etmesiyle rahatladı aslında. şimdiye kadar hiç böyle hissetmemişti. bundan emin olmaya çalıştığında ilk aşkını da düşünmeden edemiyordu ama bunun bile gerisinde kalmayacak hislerdi bunlar. hala sıkıcı olduğunun farkındaydı aslında ve bu sıkıcılığını onunla harcayıp bitirmek istemiyordu, onun hak ettiğinin %1'i bile değildi bu. şimdiden sürekli mutluluğunu sağlamak için neler yapılabiliri bulmaya çalışıyordu. elinden gelse bunu yapabilirdi de. bencilliğinin esiri olmuş bir insanın nasıl olur da böylesine mutlak bir değişikliğe gidebileceğini öğreniyordu kendi kendine. bunu söylemek bile kendini acıtıyordu aslında ama böyle olmasından da mutsuz değildi. hatta mutluluğu böyle bulmasıyla gurur da duyuyordu, bunu sağlayana nasıl duymasındı! kimsenin karışmadığı mutlu bir hayatı terk etmek değildi yaptığı, tam tersine mutluluğun zor bulunduğu bir hayat tarzında mutluluğu yakalayabileceğini görmüş olmasıydı. şu an öylesine sevinçliydi ki, bunca rezilliğin arasında bu kadar küçük mutluluklara sevinen insanların olduğu dünyada, asil ve daim bir mutluluğun kendinisi beklediğini görüyordu. bunun için kendisi için sevinmesi bile geremkezdi eskiden, ama şimdi bunun için sevincini paylaşacağı kişileri bile belirlemişti.
0 com

Oh-oh-oooh-oh-oh! Caught in a bad romance...

Uzun zaman oldu last.fm'e girip bakmayalı. Zaten evde müzik dinlemek için vakit de bulamıyorum ya neyse. Scroplamaya devam ediyor sanırım benim winamp, her formattan sonra ilk eklediğim plugin, hiç unutmuyorum. Ama artık fizy var, winamp ne ola ki! fizy'ye Grooveshark'ı da etiketlemişler, Gs'ye sarkmama bile gerek kalmıyor.

Her neyse, last.fm'i hala seviyorum. Farklı bir ortam, sayesinde Amerikalıların bile Demet Akalın ile coştuklarını da öğrenedim ya artık gam yemem. O günden sonra Amerikalı benim gözümde bizim kılablarda takılan tinky binky tarzı insanlar konumunda. Yaşasın kılab müzik!

Geçen sene kullanıcı bilgilerinin en güvenilir şekilde saklanıldığı portal olarak seçilmişti de şaşırmamıştım ben. Zaten girdiğin kullanıcıya özel bilgi yok ki! Olsa da ne olabilir, hangi şarkıyı seviyorsun, hangi şarkıcıya hastasın falandır herhalde. Ama yine de bunu öğrendikten sonra hayranlığım artmıştır last.fm'e. Helal olsun site yöneticilerine!


Son 6 ay da az da olsa bir şeyler scroplamış last.fm. Hiç hoşuma gitmedi ama beni bozan hep bu fizy olmuştur. Bunların yarısı bilgisayarımda yüklü bile değildir, tüm suçlu fizy. Bir de şu askerdeki Kral TV'yi sabahın köründe açıp, akşam yatarken kapatmaya çalışan tipler. Sabah Hande Yener ile kalkıp, Ebru Polat'la yatarsan olacağı bu. Resmen kendimi kaybetmişim. Mallaştığımı biliyordum da bu kadarına pes dedim. Ama düzelme var gibi en azından Lady Gaga dinliyormuşum. Bu da bir şeydir ya.

0 com

mvö & vega

0 com

A.D.Ü. #6

"İçimde tutamadağım bir şeyler hissediyorum diyordu. Kendisine itiraf etmekten korktuklarıyla başa çıkmaya çalışan genç bir kız gibi içi içini kemiriyor ama olgunluğuyla kazandığı teslimiyetsizlik duygusunu bir türlü yenemiyordu. Kendini teslim olmuş gibi hissedeceğini sanıyordu ama sakladıklarıyla kendine günah işliyordu işte şimdi de."

"Ne bugünden ne de yarından bir şeyler beklemiyordu. Bir tek hayatı olduğunun farkında değildi. Yarının sonsuzluğun içinde sadece küçük bir an olduğunu düşünüyor, sonsuza gittikçe her şeyin unutulacağını sanıyordu. Bugününse yaşanılacakların demokratik bir şekilde herkese paylaştırıldığı bir andan başka bir şey olmadığını düşünüyordu."

"Dinleseydim keşke diye düşündü bütün gece. Söyledikleri çok sanaldı kendisinin yanında. Hissettiği o gerçek bünyeyi böylesine sanallıkla dolduran o duygu yoksunluğunu hayatında hiç bir zaman anlayamamıştı. Kendisini, herkesin kendisinin de klonlandığı bir canlı topluluktan klonlanan başka bir canlı olduğu konusunda inandırmıştı. Ama böylesine duygu yoksunluğu karşısında şimdi sorduğu soru da bunun tam tersiydi. Maddesel varlıkların, duygusal bir yükümlülüğü olmak zorunda mıdır?"

"Anılar uzun zaman önce rahat bıraktı beni. Karanlık bir yalnızlık yaşıyorum. Sadede ulaşamamış onca şeyden sonra bunu düşünmem çok doğal değil mi? Bunalım değil yaşadığım, bunu anlamalısınız, sadece yalnızlık bu. Ben korkmuyorum sizin korktuğunuz gibi. Ama sevmiyorum da, önemli olan yaşamasını bilmek. Ne alın yazısı bu, ne de kabullenme. Önemsiz bir şeyi niye kabulleneyim ki? İtiraz etmememin nedeni ise önemsizliğinden zaten. O olmasaydı önemli olanları nasıl bilebilirdim ki!"
Add to Technorati Favorites