0 com

Tuncer Hocamız'dan...

Tuncer Hocamız'ın borsanaliz.com sitesinde yayınlanan 1 Şubat 2009 tarihli yazısı. Blogundan alıntıdır...

"...Günümüzde simli aynaya, gümüş tarağa, ibrişim kuşağa sahip olmanın pek bir anlamı yok. Kredi kartınızın limiti, portföyünüzü oluşturan kağıtların bugünkü değeri, kullandığınız eşyanın üzerindeki (gerçek ya da fason) marka daha önemli. Gezdiğiniz ülkelerde kaç insan tanıdığınız, o insanların kültürü ile ne kadar haşır neşir olduğunuz önemli değil, ne kadar uçak mili tükettiğiniz, pasaportunuzda kaç damga olduğu size daha fazla saygınlık sağlıyor. Artık gezdiğiniz yerlerde tarihi binalarda soluduğunuz hava, ayağınızı bastığınız toprak, şakalaştığınız insana bakılmıyor. Gezdiğiniz yerlerde video cihazınıza kaydettiğiniz görüntülerin yoğunluğu, cep telefonu ile arkadaşınıza gönderdiğiniz resimler, dağarcığınızı zenginleştirmek için yeterli. Tepesine bombalar yağan çocuklar için 5 liralık SMS mesajı atmanız vicdanınızı rahatlatmaya yetiyor da artıyor bile...."

"...Bu dünyada aybaşlarında istatistik kurumları, açıkladıkları rakamlarla sizin “zenginlik”, ya da “gelişmişlik” kriterlerinizi size bildiriyorlar. İşsiz sayısı şu kadar arttı ya da azaldı deniyor. Fiyat endeksi açıklanıyor. Böylece alışverişlerde “ortalama” satın alma gücünüzü ölçebiliyorsunuz. Büyüme ve milli gelir artışı rakamları ilan ediliyor. Bu rakamlar sayesinde kendinizi ne kadar zengin hissetmeniz gerektiğini biliyorsunuz..."

"...İşte büyük atılımlar çağı, 20. yüzyılın hayatınıza getirdikleri bunlar. Bu süreçlerin adına ekonomi deniyor. Tüm ahlak sisteminizi ve dünya görüşünüzü buna göre belirlemeniz, hayata karşı bu perspektiften konumlanmanız gerekiyor. Jonathan Swift, “Ekonomi, bir baskı sistemidir. Böyle bir dünyada saf ve temiz kalarak yaşamak ahmaklıktır” diyor. Biz buna dalga diyoruz..."

Devamı için;

0 com

Kurban Bayramı

Herkese İyi Bayramlar...


2 com

Gerçek ile Düş

Düşleri yanıltır insanı bazen. Bazen kabus gerçeğe karışır rüyada, bazen gerçek kabusa. Düşler durur insan, hayatı boyunca. Bir gün olmak, elde etmek istediği ve hatta olacağı, elde edeceği şeyleri. Çoğu zamansa gerçekleşemeyecekleri... Düşünde gerçekleşir, gerçekte bekler durur. Yıllar geçer, aynı şeyler artık bıkkınlık yaratır. Düşer artık kaybolmaya başlar, gerçek yok olmaya. Gelecek istenmeyen olur, gelmeyen beklenmeyendir artık. Her şey akışındadır bundan sonra. Zaman kaybolmayan bir önem, önemli olansa gerçeğin varlığıdır. Gerçek seni sürükler ve sürükler, sonunda uzatılan dallardan birini tutuncaya kadar. O daldır seni gerçek sen yapan, işte o zaman düşlerin gerçekle farkını, hayatın acımasızlığından ziyade isteklerden öte, gerçeğin senden bağımsız olduğunu kavrarsın. Bundan sonra geriye sadece ağlamak kalır. Ya mutluluğuna ağlarsın ya da düşlerle geçen zamanına...
0 com

Beyaz Eşya Sektörü



Beyaz Eşya sektörünün 2008/2 çeyreği ile birlikte sallantıya geçmesi ve 2009 ile gerileme sürecinde tabana ulaşması sonrasında, hükümetin artık halka mı yoksa şirketlere mi olduğunu hala anlayamadığım ödül gibi ÖTV indirimi ile beklenmeyecek rekor satışlar ve gelirler ile dönemsel toparlanmalar gösterdi. 2009'un son dönemine girilirken beyaz eşya ürünleri içerisinde dikkat çeken ürüm gamı Bulaşık Makineleri olmuş. BSH Ev Aletleri'nin Genel Müdürü ile yapılan söyleşide de Türkiye pazarında bulaşık makinelerinin diğer ürün çeşitlerine göre çok büyük bir fark yarattığını okumuştum. İstatiksel olarak da, 2009'un ilk yarısında %4,1'lik satış adedi artışı, özellikle ekonomik olarak dipleri gördüğümüz sırada gelmesi, Türkiye pazarında bulaşık makinesi ihtiyacını henüz doyuma ulaşmadığının da bir göstergesi tabi ki. Son kullanıcı hala yeni yeni bulaşık makineleriyle tanışıyor. Diğer ürün gamlarında ise istatistikler tam tersine işlemiş. Satış rakamlarında eksi %2 ile eksi %5 arasında kayıplar var. Son dönemlerde inovatif hamlelerin yavaşlama gösterdiği bu ürünlerin kısa zamanda da, satışlarını yükseltmeye başlaması kolay gözükmüyor.

Diğer yandan bulaşık makinelerinin kısa dönem içinde yakaladığı satış rakamalrını geride bırakabilecek bir ürün çeşidi ile yeni yeni tanışıyor Türkiye. Arçelik'in büyük yatırımlar ile üretimine ve BSH'ın da üretimini yaptığı ve Türkiye pazarına girişine başladığı kurutucu makineleri, Türkiye pazarında henüz yeni. BSH'ın bu ürün gamının Türkiye pazarına vaktinde getirmek için çalıştıklarını ve başarılı olmak için bu pazarı önemsediklerini yine söyleşilerinde okumuştum. heniz aşina olmayan Türk kullanıcı için kurutucu makinesi şimdlik bir lüks gibi gözükse de, yakın zamanda her evde yer edinecekmiş gibi gözküyor.
1 com

Turbo tabela dışı!


Turbo 28 yarış sonunda tabela dışı kaldı. Beklenen yarışı forse etmesiydi tabiki. 1,05 ganyanıyla, grubunda en yakın favorisi Kafkaslı'nın 10,5 ganyan oranıyla karşılaştırılamayacak derecede favoriydi. Kuponuna yazmayan yoktu desek yeridir. Cumhuriyet Kupası Koşusu'nda tabela dışı kalmasının sebebi eski sakatlığının nüksetmesi olarak gösterildi ve 6 ay boyunca dinlendirileceği açıklandı. Daha önce sakatlığı bulunan Ayabakan'ı da zorla Kafkaslı'nın önüne atmışlardı ve 1 yıl önce sakatlanan Ayabakan hala pistlere dönemedi ve döneceği de henüz kesinleşmedi.

Yarışı kazanan Haberbatur - Öztay orjinine sahip Özhaber ise, Kafkaslı'nın ekmeğine yağ sürmesiyle iyi bir sprintle geriden gelrek bitirdi yarışı. Kafkaslı adete Özhaber'i öne attı. Sağrısında taşıdı ön tarafa. 2 boy geç çıkan Özhaber'in iyi bir strateji ile kazandığı bu yarışta Turbo'nun sakat olması sonucu belirledi desek yalan olmaz. Umarım ikinci bir Ayabakan vakası ile karşılaşmayız, pistlerde Turbo'yu izlemek her zaman bir heyecan veriyor insana.

0 com

2010 Yılı Bütçe Tasarısı

Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı 2010 yılı mali bütçe tasarısında dikkat çeken noktalar var. Özellikle ekonomik krize rağmen, eğitime ayrılan pay ve memurlara verilen maaş zamının değerleri dikkat çekici. TÜBİTAK'ın ödeneği 500 milyon liradan, 625 milyon liraya yükseltilmesi, artık hükümetin de özellikle inovasyona bakışını net bir şekilde göstermektedir. Bütçe planlamasında %25 oranında bir pay artışının -ki yüksek meblağlar dahilinde gerçekleşiyor bu artış- TÜBİTAK projelerine ayrılan payı ne kadar etkileyeceğini yakın zamanda öğreneceğiz ama şu aşikar ki ekonomik krize rağmen, Maliye Bakanlığı'nın bu tür bir artışla, eğitim ile sanayiyi canlandırarak, ekonomiyi rahatlatıcı bir plan izlemeye çalışmasını çok olumlu buldum. Maliye Bakanı şimşek'de bu yönde yaptığı açıklamaları aşağıda veriyorum.

Diğer yandan, memurlara 2010'da %2,5'luk zam planlandığı açıklanmış. Ayrıca engelli vatandaşlara da önemli değerde ödenek artışı yapılmış. %50'ye varan ödenek artışları ve yine engelli vatandaşların eğitimine ayrılan ödeneğin %7'lere varan artışı önemli noktalar.

Tabii olarak, ödenek hazırlanırken bu tür artışların kaynağının nerelerden sağlanacağıda önem kazanıyor. Ödeneğin kaynağının nasıl sağlanacağı konusunda dikkat çekilen noktalar, özellikle vergilendirme kısmı. Tasarıda, vergilendirmeden ne kadar gelir elde edileceği belirlendikten sonra, ÖTV, Tekel vb. gibi vergilendirmelere gelebilecek zamlara karşı hazırlıklı olmak gerek.


"EKONOMİK KRİZDEN ÇIKIŞ BÜTÇESİ"
Maliye Bakanı Şimşek, 2010 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı’nı Meclis’e sunmadan önce düzenlediği basın toplantısında 2010 yılı bütçesini ekonomik krizden çıkış bütçesi olarak gördüklerini söyledi. 2010 yılı bütçesinde en büyük payı eğitim ve sağlık harcamalarının oluşturacağını belirten Şimşek, sosyal desteklerinin artırılarak sürdürüleceğini, reel kesimi ve çiftçiyi desteklemeye devam edeceklerini, Ar-Ge’yi destekleyecekleri, bölgesel gelişmeye yönelik yatırımları artıracaklarını ifade etti. 2010 yılında vergilerle ilgili yasal ve kurumsal düzenlemelerin güncelleneceğini vurgulayan Bakan Şimşek, vergi kaçaklarına ilişkin denetimlerin artırılacağına dikkat çekti. 2010 yılı bütçesinin küresel krizin etkisiyle bozulan kamu dengelerini düzeltmeyi amaçladığını belirten Mehmet Şimşek, bu suretle bütçe açığının 2009 yılına göre daha aşağı seviyelere çekileceğini bildirdi.
Add to Technorati Favorites