83. Gazi Koşusu Şampiyonu: MİRAMİS

olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler üzerine bir blog


Dikkatimi çeken 2 yaşlılığından beri çim koşan at Perhan. Jokeyi Fuat Çakar. Büyük avantaj olacak Perhan için! İkililiğinde 4 koşudan sonuncusunu kazanıp, yarış kazanmayı öğrendiğinden beri uzun mesafe olan 1900-2100 m'de rakiplerine kafa tuttu. Son yarışında Transacoustic'e geçilirken bile Gazi'ye hazır olduğunu gösterdi. Bu arada Transacoustic için de şunu söyleyebilirim; tek uzun mesafe koşusunda birinci geldi. Ölçü olmadığını düşünüyorum ve daha Gazi için yeterli görmüyorum bu atı. Perhan'ın sprintini doğru zamanda atması ve boşluğu yakalaması ile galip gelebileceğini düşünüyorum. Nash Bishop'un kardeşi olması da avantajıdır.
Diğer unutulan favorilerimden Nusrat. Yorumlarda yer verilmiyor genelde ama süprizden öte kazanma şansının yüksek olduğunu düşünüyorum. Nusrat'ı yarış hayatının başından beri takip ediyorum. Kum pistte harikalar yaratan bir taydı. Üç yaşlılığında haifif formdan düştü. Gazi için iki uzun mesafe çim koştu. Tabeladan çok uzaklarda kaldı. Yarışı hep önde sürükledi ki Nusrat'ın sprintleriyle kazanmasyı bilen bir at olmasıyla bu tavşan at misali önde kaçmasına anlam veremedim. Eğer ki iyi bir taktik uygulanırsa, Nusrat'ın yarın kazanması işten bile değil. Antrenörü Ekrem Dizdar'a da ayrı bir hayranlığım vardır. Eminim bu yarışa farklı hazırladı Nusrat'ı. Kuponuma eklerim Nusrat'ı.
Şimdi olaya başka açıdan yaklaşalım. Atlardan ziyade jokeylere bir göz atalım. Dünya çapında iki jokey katılıyor yarışlara. Karataş ve Dettori. Tabi Selim Kaya'yı, Boyraz'ı, Sözen'i ve diğerlerini de es geçemek istemiyorum. Ama bu isimler farklıdır her zaman.

Karataş favorilerden Monte Negro'yla koşuyor. Grup koşularında hep geçildi. Son koşusu Sait Akson'da sprinitini güçlü koyamadı. Miramis'te güçlü bir spirint koyamamsına rağmen, zamanlama hatası yaptı Monte Negro. Karataş ile bu sprinrini oratay koyacaktır, önemli olan pozisyonu yakalaması. Bu arada söylemeden geçmemek lazım, Karataş ile koştuğu 3 yarışı da kazandı Monte Negro.

Dettori ise dişi at Chi ile koşacak. Atın dişi olması bir kere kafadan insanı soğutuyor. Şimdiye kadar dişi atlar hep geçilmiş Gazi'de. Zorlamışlar ama olmamış. Jokeyi kaliteli lafımız yok. Karataş'a önceden geçilmesi ölçü olamaz elbette. Her zaman beğendiğim My Sea ile babadan kardeş. Bir şeyler beklenebilir Chi'den. Ama ben özellikle uzun mesafede çok olumlu bakmıyorum Chi'ye. Tabela mı? Olur, ama yarışı kazanamaz. Kuponlara koyulmasında ise bir sakınca görmüyorum. Strateji kazanamayacak atı bile kazandırabilir. Her şeyin de bir ilki vardır derler ya hayırlısı:)

Şimdi benim favorilerimden Nusrat'ın yanında Rokoko'ya gelelim. Little Tulip ekürisi ile koşacak olması avantaj. Son yarışında Dettori'nin Chi'sini geçti. Diyeceksiniz bu da dişi ama favorin. Eee dedik o kadar her şeyin bir ilki vardır diye. Bu ilki gerçekleştirmeye en yakın olarak Rokoko'yu görüyorum. Jokeyi Selim Kaya. Kaya'nın da bir ilke ihtiyacı var. Çok geç olmadan artık son verebilir bu hasretine, artık bir Gazi kazanmalı! Sarı Lira ile babadan kardeş sanırım Rokoko. Ciddi bir rakip olacak yarışta.

Miramis. İşte kafamı kurcalayan asıl at. Formunu belirtmiyor, çok dengesiz. Bir tabela dışı bir süper birincilik derken, Sait Akson'da Monte Negro'yu affetmedi. Aslında bu yarışta da yeterli görmedim. Ama Monte Negro'yu geçmesi ile şampiyonluğu istediğini belli etti. Aslında Miramis için en büyük handikap start anı. Neredeyse hep gecikmeli başlıyor yaışa. Bagsta bu kadar oyalanmasa daha rahat yarış sonunu getirecektir. Ona rağmen gerçekten muhteşem sprintine karşılık verecek at göremiyorum şu grupta. Son yarışındaki sprintini her ne kadar güçsüz görsem de. Asıl sprinti doğru zamanlama ile atarsa Miramis götürür bu yarışı. İlk yarışı dışında hep Gökhan Kocakaya ile koştu, bu yarışta da öyle koşacak. Kocakaya'nın Miramis'i getireceğine gerçekten inanıyorum.
Pazar gününün diğer koşularına da göz atmak gerek. 4 ve Yukarı İngilizler G1 koşusu güzel geçeceğe benziyor. Sabırlı, Nash Bishop, Kurtiniadis arasında geçmesini bekliyorum. Sabırlı'nın tecrübesini konuşturarak bu yarışla, yarışseverleri bir kez daha fethetmesi ne güzel olurdu. Diğer bir koşu Fashion TV Bayan Binici Kupası Koşusu. Klasikleşti artık. Altılı dışında ama izlemesi zevkli olacaktır. Yine altılı dışında 4 ve Yukarı İngiliz atlarının koştuğu Arjantin Jokey Kulübü Koşusu'nda Pan River, Inspector ve Out Of Control'ün ağırlığını koyacağını söyleyebilirim. Zübeyde Hanım Koşusu'nda dişi 4 ve Yukarı İngilizler yarışacak. Ateşin Kızı her zaman beğendiğim bir kısrak olmuştur. Favorim bu koşu da Ateşin Kızı'dır. Anafartalar G1 Koşusu'nda henüz geçilmemiş Invincible Son ve Enternasyonel Alir Rıza Bey Koşusu'nda Turbo'yu tek yazmak çok mantıklı. Kuponları rahatlatır.

"9 kadını aynı anda hamile bırakırsanız, 1 ayda bebeğiniz olmaz."
"Gözümden katarakt amaliyatı oldum, ama hala yeşil filizleri göremiyorum."

Volkan Konak'tan çok çok güzel bir yorum daha. Dinledikçe dinleyesim geliyor. Paylaşayım istedim.

Motor sporlarında en büyük şart popüler olanın her zaman içeride bulunmasıdır. Futbolda öyle büyük şartlar yoktur. Çünkü yeni büyükler her an hazırdır. Schumacher gittikten sonra kimlere büyük dediler? Alonso, Hamilton, Montoya, Raikkonen hatta Button, Massa. Şimdi düşününce hangisi gerçekten büyük? Schumacher'in gitmesi büyük darbe oldu F1'e bu açıdan. Schumacher bugün dönse, eski seyirci çoğunluğu yine tribünleri dolduracak, TV gelirleri, sponsor gelirleri şu ekonomik krize rağmen her takım için artacaktır.
Şimdi benim hayal ettiğim şampiyonların serisini bir düşünün. Gerçekten hayal, hatta hayaller ötesi... Gerçekleşmesi olası, ama zor olan bir organizasyon. Artık sormuyorum hangisi tutar diye. Her şey ortada değil mi?
Eczacıbaşı Zentiva'da derinden ama akıllı ilerliyor. Seray'ı tutarak geleceklerini biraz olsun rahatlattılar. Naz'dan sonra büyük darbe yemişti Eczacı. Şimdi orta alana Maria Borodakova-Borisenko'yu almaları büyük artı takıma. Gamova transferine bir cevap gibi oldu bu. Gerçekten derinden ve akıllıca hareketler bunlar.
Transferin sessiz takımı Vakıfbank Güneş Sigorta Debby Stam’ı aldı. İsmini duyduk, oyununu gördük, bir Grün vakası daha yaşanmasın isteriz Güneş için. Böylesine bir krizde parayı da bol bulmadı ya bu takımlar. Umarım tutar bu kız.
Vesna Eczcı'dan ayrılır mı bilemiyorum. Kalmasından yanayım. Bazı oyuncuların takım üzerindeki etkileri herkesden farklı olabiliyor. Vesna'nın bu takımda kalması kanımca çok kritik. Şimdi Eczacı'nın yaptığı transferlere bakarak Vesna'nın gitmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sene her zamankinden farklı bir politika izliyor Eczacı.


Fotoğraftaki elemanı Efes Pilsen-FB Ülker serisinin son maçını izleyen herkes çok daha iyi tanımıştır. Tanımayanlara tavsiyem TV'de gördükleri an kanalı değiştirmeleridir.


Seray Altay, altyapısından yetiştiği Eczacıbaşı Zentiva'yla sözleşmesini uzatarak takıma geri döndü. Eczacıbaşı için büyük kazanç olacak. Bu sefer harcamayacaklarını umuyorum. Neriman'ı bile kadroda yeteri kadar kullanmadı Cuccarini geçen sene. Seray'ın artık ileri seviyede bir tecrübesi var ve pasör çaprazı olarak da vuruş gücü çok yüksek. Şu anki kadroda rahatlıkla oynaması lazım.
"Bu seri de harika olmaya aday gidiyor. Ev sahibi deplasman fark etmiyor." demiştim önceki yazımda. Evet, gerçekten son 3 yılki serilerden çok daha zevkli, çok daha heeycanlı ve çok daha çekişmeli geçiyor. Özellikle 2. maçtan sonra serinin koptuğunu iddia edenler, bunda çok yanıldıklarını artık görmüşlerdir. Efes Pilsen moralli, kendi evinde 2 maç var ve bunlardan en az birini kesin alacaktır. İkisi mi? Neden olmasın... Efes Pilsen şampiyonluğa daha yakın, FB Ülker'se artık yakın olmaktan uzaklaştı bu mağlubiyetle.


Tahmin ettiğimiz gibi ikinci turdayız. Sırbistan rakip olamadı. Şimdi zorlu rakiplerle karşılaşacağız. Yarın İtalya maçı önemli. Program şöyle:
Önceki yazımda 3. maç için gözünüz kapalı Orlando'yu ekleyin kuponlara demiştim. İddaa'da inat etti 3,5 handikap verdi Lakers'a. Maç 4 sayı farkla bitti. Magic utandırmadı beni. Hedo yine harikaydı. Standart oyununu artık her maçta yansıtıyor. Howard daha az top kaybı yaptı ama hala bildiğimiz Howard değil. Rafer Alston'dı dünkü mucize. Beklenmedik performans geldi Alston'dan. Nelson'ın hala oynamaması gerektiğini savunuyorum. Her içeri penetresi sonucu top kaybı oldu neredeyse. Bir ara %77'ye vuran şut isabeti Magic'in tam bir sihirbazlık örneğiydi. Karşı tarafta %100 isabetle oynayan Kobe, ilk kez kaçırdıktan sonra, farklar 8 sayıya kadar çıktı. Maç sonu yine stresliydi ama belli ediyor seri artık kendini. Magic yavaş yavaş ağırlığını koyuyor. Lakers zorlanıyor. Seri Orlando'da sonlanmayacak bu kesin. 4. maçın Magic'in olmasını bekliyorum. Belki de daha rahat geçebilir. Tek engel Kobe sanırım, ama Gasol ve Odom'un iyi oyunları da etki ediyor sonuca tabi ki.
Haberi sıkı takip ettiğim PenneArabiata'da gördüm. Ali Okancı diyorsa doğrudur. İş artık resmiyete kalmış demektir. Toppmöller hayırlı olsun Trabzonspor'a. Anadolu takımlarından bu sene ciddi atak bekliyorum. İlkini Trabzonspor başlatmış olur inşallah böylece.
Seri 2-0'a geldi. Magic evinde rahat maç kazanacağını gösterdi. 3. maç ne olur diye kimsenin düşündüğünü sanmıyorum. Magic bu maçı rahat kazanacaktır. İkinci maç sonrası bir yorum yapmak mantıklı olacak. İlk iki maçtan birini Magic alsaydı eğer serinin görünümü çok farklı oalcaktı. Aslında şu maçı izledikten sonra Magic aldı desem yalan olmaz. Son saniyede Gasol'un potaya müdahalesini hakemler es geçince, orlando maçtan oldu. Olsun önemli olan sahada varlığını koymaktı. İlk yarıda Lewis, ikinci yarıda Hidayet takımı sırtladırl. Reddick ısrarı, Alston ısrarı bir türlü anlaşılabilir değil. 2-0'dan dönüşler 3 kere gerçekleşmiş. Yani orlando'nun işi çok zor. Buna rağmen; üçüncü maç kesin Magic'in, bahis kuponlarına yazın derim!
Vakti zamanında, 4 Şubat'ta sen ağlama demiştik Down Both Flanks'te. Ne kadar zaman geçmiş? 4 aydan fazla. Uzun süren ATP sıralamasında 1.liğini bıraktıktan sonra, gözyaşlarını tutamamıştı Eski Federer.
gündemoloji © 2009
design & code Quite Random