A.D.Ü. #5
Uzun uzadıya düşünüyordu, bunca zaman sonra hala niye yazmıyorum diye. Geçen gece uyku tutmayıncaya kadar; aklına gelen saçma işlerle uğraşıp dururken, iki satır karalamanın verdiği heyecandan uzaklaştığını hissetti. Hislerini bir kenara bırakıp yapmasını gerekenin ne olduğunu çok iyi biliyordu. Bunca zman kaçırdığı şeylerin telafisini yapamayacak olduğunun, aynı zamanda geleceğinin de bu kadar karamsar olmamasının önemli olduğunun da farkındaydı. Elindeki tuttuğu kalemle ilk bulduğu boş kağıda ilişti ve başladı karalamaya.
"yazmaktır insanın içini boşaltan, onu rahatlatan. kafasındakinin ne olduğunu önemsemedendir en güzeli de. bazıları kısa cümlelerle mutlu olurken, bazıları ise uzun cümlelerle kendisini görecektir kağıt üzerinde. milattan öncesinde insanoğluna verilmiş yetenektir yazmak. ademoğulları ve havvakızları olarak nasıl yazmaya başladıysak, geçen zaman içinde de o kadar sözlerimizi saklamaktan korktuk, yazmamak için uğraşmakla geçirdik. halbuki, ne güzeldir düşüncelerin kalıcılığının sağlanması, duyguların en somut halini yansıtabilmek. bu esnada demem oldur ki; herkesten aynı sözler havada uçuşurken, seninkinin dünyada kalıcı bir yer kaplamasıdır yazmak. çoğu insanoğlunda ben yapamam yaklaşımıyla hep artta bırakılmıştır ki, aslında en manidar olan da, fark etmeden, güzelliğini önemsemeden yazmaktır. beynin düşüncesel hakimiyetini, kalbin duygusal mentalitesiyle karıştırıp ortaya çıkarmaktır önemli olan..."
0 yorum:
Yorum Gönder