Bugünün önem(sizliğ)i
Bugün babalar günü. Bir erkek olarak farklı hissetmeli insan kendini. Böyle olmalı, doğrusu budur. Baba olacağını düşünerek hissetmeli sanki. Ne hikmestse bunu düşünmesi bile korkutabiliyor beni. Bugünü sevdiğim büyüklerimle geçireceğim ama hiç bir zaman bir babanın varlığını hissettiğim gibi hissedemeyeceğim. Kime karşı bu hissi duyabilirsin ki babandan başka...
Neyse; bugünün böyle güzelliklerle geçmesi varken, içimdeki küçük bir hisse bile yenik düşebilecek bir insan olan benim, saçma sapan bir duygu karmaşası içinde canımı sıkıp durmamdan güzel ne olabilir ki? Ben seviyorum bu karmaşayı içimde yaşamayı. Melanolikliğimi böylesine küçük bir histe bile yaşamayı seviyorum. Belki de sevmiyorum ama sevmek zorundayım. Alıştım da diyemem ama durum bu. Ay ışığını yutar gibi kendine çeken bir su birikintisi, ellerine kelepçe geçirilmiş bir tutuklu gibiyim. Tutukluyum da işin aslı. İçimdeki tüm hisleri kendime saklıyorum. Kimsenin bilmesine gerek yok sanki, sonsuza kadar oradalar. İsteği olana kadar orada. Ne yaparsam yapayım.
Benim için bugünün güzelliği bu olacak sanırım. Yazımı yazarken hislerimin arkadaşı da elimde, sabahın olmayacağı hissi uyandırıyor bende. Yazmamı sağladı ya, gerisi mühim değil. Sabah ta olmasın, ben de uyumayayım. Ne olur uyusam, uyandığımda bu his yakamı bırakmayacaksa. Beni saplantılı biri gibi hissettirecekse. Ne fark eder?
Bu arada blogumdaki ilk kişisel yazımı da yazmış oldum. Gerçi ne fark eder, benden başkası okumayacaksa. Sabah kendime bir yorum bırakırım artık.
1 yorum:
vaaav süper yazı!
Yorum Gönder